Onana, Trabzonspor Dergisi’nde yaptığı röportajda, kökenlerinin yoksul bir aileye dayandığını ifade ederek, “Bu tür bir arka plandan çıkıp bugüne kadar başardıklarımla gurur duyuyorum. Geriye dönüp baktığımda kariyerim gerçekten olağanüstü. Bu süreçte pek çok zorluk ve deneyim yaşadım. Kamerun’dan Barcelona, Ajax, Inter, Manchester ve şu anki takımım Trabzonspor’a kadar olan yolculuğum muhteşem. Bu noktaya gelmek, son 10-11 yılda elde ettiklerimi görmek harika.” dedi.
En büyük motivasyon kaynağının ailesi olduğunu vurgulayan Onana, kendi ismiyle kurduğu vakfın sosyal sorumluluk projelerine olan önemine de değinerek şunları ekledi:
“Öncelikle vakfımda çalışan ve bana destek olan herkese teşekkür etmek istiyorum. Onlar olmadan bunları başaramazdık. Vakfı, yaklaşık 6-7 yıl önce Ajax dönemimde kurdum. Nereden geldiğimi iyi biliyorum; büyüdüğüm yer zorluklarla doluydu. Gençken, yukarıya çıkmak için büyük mücadele verdim. Toplumun ve şartların ne kadar zor olduğunu biliyorum. Kamerun’da büyürken, birbirimizi desteklemenin önemini öğrendim. İlk hedefim, Kamerun’daki görme engelli çocuklara yardım etmekti. Zamanla dezavantajlı topluluklarda yaşayan insanlara ücretsiz tıbbi bakım ve ameliyat sağlayan bir vakfa dönüştük. Bu benim için olağanüstü bir başarı. Çünkü sadece son 1-2 yılda binlerce operasyon gerçekleştirdik. Sağlık hizmetlerinin yanında, yetim çocukların eğitimlerine de katkı sağlıyoruz. Yılın en başarılı vakfı ödülünü aldık.”
“Kalecilik pozisyonu özellikle son 20 yılda büyük bir değişim yaşadı”
Topu oyuna sokmadaki yüksek pas isabetiyle öne çıkan bir kaleci olarak, Pep Guardiola’nın “Pozisyon alıp oyun kurmak için olağanüstü bir kaleci” değerlendirmesine ilişkin yorum yapan Onana, “Kalecilik pozisyonu, son 20 yılda gerçekten evrildi. Kalecilerin hareketleri, geçmişe göre farklılık gösteriyor. Ama oyun kurulumundaki en önemli faktör, fırsat yaratmak ve seçeneklere sahip olmaktır. Takım arkadaşlarınızın size sunduğu imkanlar önemli. Harika bir ayağınız olabilir, ama pas seçenekleriniz kapalıysa, işiniz zorlu olacaktır. Bu, her şeyin bir karışımı. Eğer topla oynamak isteyen bir takıma sahipseniz, kaleci için oyun kurmak daha kolaydır. Tabii ki her zaman uzun top atabilirsiniz, ama takımınızın bazen buna ihtiyacı olmayabilir.” şeklinde konuştu.
Onana, kendi için önemli olanın takımın başarısı olduğunu belirterek, “Benim için asıl olan, takım için en iyisini yapmaya çalışmaktır. Eğer oyun kurmam gerekiyorsa, önce durumu analiz ederim. Rakip baskı yapıyor mu, kanat oyuncusuyla mı yoksa santrforla mı baskı yapıyor? Bunlar, top ayağımdayken gözlemlemem gereken şeyler. Rakibin hareketlerini takip ederim ve seçeneklere göre karar verirken, Pep Guardiola’dan gelen bir övgüyü duymak her zaman hoş. Futbolun en iyi teknik direktörlerinden biri. Ama unutulmaması gereken, oyun kurulumunda çoğunlukla bana seçenekleri sunan takım arkadaşlarımdır.” ifadesini kullandı.
“Kimseden korkmam”
Takımda ve rakiplerinde harika oyuncular bulunduğunu belirten Onana, “Gerçekten çok yetenekli oyuncular mevcut. Ancak kimse beni korkutamaz. Hayatta tek korktuğum şey Tanrı.” dedi.
Türk futbolu ile ilgili de düşüncelerini paylaşan Onana, “Buradaki kalite gerçekten yüksek ve beklediğimden de iyi. Elbette maç temposu farklı ama çok iyi takımlar ve oyuncular var. Türk kulüpleri Avrupa’da başarılar elde ediyor, seviyeleri gerçekten yüksek. Hakemlerle ilgili yorum yapmayı pek tercih etmiyorum çünkü kontrol edebileceğim şeylere odaklanırım. Ancak, dürüst olmak gerekirse, Türkiye’deki ilk deneyimimde hakemlerle ilgili çok iyi anılarım yok. Hepsinin kötü olduğunu söylemiyorum, çünkü iyi olanlar da var. Bunu zamanla göreceğiz. Fakat şunu unutmamalıyız ki, hakemlik zorlu bir meslek. İnsanlar robot değil, karar vermek zorundalar, bu da zaman zaman hatalara yol açabilir.” dedi.
Birkaç yıl önce Paris’teki Ballon d’Or töreninde yaşadığı bir anıyı anlatan Onana, “Alisson ile sohbet ederken, ‘Andre, harika bir sezon geçirdin. Bakalım kim kazanacak?’ yorumunu yaptı. Ben de onlara ‘Dinleyin arkadaşlar, ben zaten kazandım. Sonuç ne olursa olsun önemli değil. Burada, ilk siyahi kaleci olarak durmak bile benim için bir zafer. Zihnimde şampiyonum. Geldiğim nokta itibarıyla, burada durmak bile bir başarı. Pes etmemek benim felsefem. Eğer futbolu bırakmak zorunda kalsam bile, her yerde oynadım ve her şeyi yaptım. Olumsuzluklar karşısında asla pes etmem çünkü hayat geçici.” şeklinde konuştu.
Onana, maça çıkmadan önce yaptığı bir ritüeli de aktararak, “Tanrıya inanıyorum, her zaman istavroz çıkarırım. Ama motivasyonum otomatik bir his. Kramponlarımı veya eldivenlerimi giydiğim her an kazanmak istiyorum. Çünkü günün sonunda bunun için oynuyoruz. Kazanmak için sahaya çıkıyorum ve kimseden korkmuyorum. Oyun içinde ya kazanırım ya da öğrenirim. Kendimi kaybeden biri olarak görmüyorum. Kaybetsem bile, bunun bir öğrenme fırsatı olduğunu düşünüyorum. Örneğin, buradaki ilk maçım Fenerbahçe’ye karşıydı. İyi bir performans sergiledik ama kazanamadık. Ama bu durumu kayıp olarak değerlendirmiyorum. Bu deneyim sayesinde buradaki hakemlerle ilgili bilgiler edindim.” dedi.
Trabzonspor’un yıldızları Avrupa’yı salladı
1
Anadolu Efes-Pınar Karşıyaka maçı saat kaçta?
43330 kez okundu
2
Trabzonspor’un kupası TFF’ye gönderildi
3579 kez okundu
3
Premier lig haber sayfası istatistik örneği
3344 kez okundu
4
Galatasaray haber sayfası istatistik örneği
3009 kez okundu
5
Jürgen Klopp’tan Haaland sözleri: Maalesef iyi bir transfer
2990 kez okundu