Zamanının Gerisinde | Giro d’Italia 2025

Son yıllarda bisiklet yarışlarında alışılmadık bir duruma tanık oluyoruz: en büyük rakiplerimizin geçmişte kalmış olması. Özellikle Pogacar ve Van der Poel’in yarıştığı anlarda, onları günümüzdeki bisikletçilerle değil de tarihsel figürlerle karşılaştırmak daha yaygın hale geldi. Örneğin, Pogacar Ronde’de yarışırken onu Matteo Jorgenson ile kıyaslamıyoruz. Sezon boyunca, Pogacar’a meydan okuyan tek bir rakip kaldı; o da Merckx. Bu çılgın seviyenin sürekli büyümesi ve rekorları alt üst etmesi, bisiklet keyfi açısından negatif bir durum değil. Zira hem Dauphine hem de Fransa Turu’nda Pogacar ve Vingegaard bu olağanüstü performansları bize tekrar gösterecekler. Diğer bisikletçiler tırmanışlarda nefes nefese kalırken, bu ikili ardı ardına ataklar yapacak ve biz de bu heyecan verici rekabeti izlerken şaşkınlık içerisinde gülümseyeceğiz.

Diğer yandan, bir veya iki kişinin yarışa liderlik etmesi ve diğerlerinden belirgin şekilde yukarıda olması olağan bir durum değil. Normalde, tırmanışlarda diğerleriyle birlikte ilerleyip ardı ardına atak yaparsanız, o yarışı kaybetme ihtimaliniz yüksektir. Bu durum biraz Carapaz ve Del Toro’ya da oldu. Colle delle Finestre’ye giriş anlarında, kendi yarışlarının diğerlerinden ayrı olduğunu düşündüler ve tırmanışa Pogacar ile Vingegaard gibi başladılar. Ancak, o kadar çabuk yoruldular ki, beş dakika sonra Yates’ın atak yaptığını gördüklerinde Giro’nun ellerinden kayıp gittiğini anlayacaklardı.